Kamuya personel alınırken yapılan güvenlik araştırmaları yeterlimi?
Ankara’da işlenen 2 cinayet gündeme damgasını vurdu. İlki müzisyen onur şener’in istek parçayı söylemediği gerekçesiyle çıkan kavgada öldürülmesi oldu. İkincisi ise eski Alperen ocakları başkanı olan hakim Serkan türk’ün eşi ilksen tüzüğü öldürüp intihar etmesi, 2 cinayette faillerin kamu görevlisi olması ise ortak nokta olarak dikkat çekti. Gözler bu nedenle kamuya personel alınırken, yapılan güvenlik soruşturmalarına çevrildi.
Yani adam türkiye’de kamuda çalışabilmek için yoğun bir güvenlik soruşturmasından geçmesi gerekiyor. Ancak müzisyen onur şener’in öldürülmesinde ve eşini öldüren hakim Serkan türk’ün vakasında şüphelilerin ve cinayeti işleyenin kamu görevlisi olması, güvenlik soruşturmalarını yeniden tartışmaya açtı.
Serkan tüzün’ün Alperen ocakları geçmişine sahip olmasına karşın hakim yapılması tartışmaya neden oldu. Yargıya son dönemde AKP teşkilatlarında görev almış avukatların yanı sıra, milliyetçi kökenli kişilerde cumhur ittifakı kontenjanından sıkça alınıyor. Onur şener cinayetinde ise çalışma bakanlığı’nda müfettiş olan ilker karakaş’ın 3 ayrı sabıka kaydı olduğu belirtildi. Yargıçlar sendikası kurucu başkanı emekli aile hakimi Mustafa Karadağ, adalet bakanlığı’nda Daire Başkanı olan Serkan tüzün’ün kadınları ve çocukları koruması gereken destek biriminin başı olduğuna işaret etti.
Atama başlı başına zaten yanlış bir aşamadır ve bizim yıllardır söylediğimiz siyasi yapılardan hakim alınmaz, alınmamalıdır olmaz sözlerini iktidar hiçbir zaman ciddiye almadı. Hiçbir zaman liyakate önem vermedi. AKP döneminde alınan hakimlerin hepsi torpille alınmıştır. Karadağ izmir’de yazılı sınavda 95 puan alan bir kadın avukatın mülakatta bütün soruları bilmesine rağmen, elenmesi örneğini verdi. Şimdi hem Melis akgül’ün hala kazanamadığı hakimliğe alınmadığı bir yerde psikolojisinden şüphe edilen bir kişinin bir örgüt genel başkanının hakimliğe alınması ne kadar doğrudur?
Bu bize gösterdiki, şiddet ve benlik duygusu o kadar işlemiş ki bu insanların kanına ve bu iktidar mensuplarının yanına bu çalışanları bile artık iktidar gibi düşünüyorlar ve bunun örneği de şarkıcı müzisyen onur şener’in hayatına mal oluyor. Öte yandan Serkan tüzün’ün eşini öldürüp intihar etmesine ilişkin olaya aynı gün yayın yasağı getirilmesi tepkilere neden oldu. Üstelik yasak sadece haber yapmayı değil, eleştiride bulunmayı da kapsıyor.
Bir hakim oluşunun 12. yıl döneminde eşine şiddet uygulayıp 12. yılında arkasından da eşini öldürecek kadar hukukla adaletle bağdaşmayacak bir olayın içerisinde yer alıyor ve bu insan bir hakim. Türkiye’de binlerce insanın belki davasına bakıp onların hayatını etkileyen kararlar verdi. Tam da tartışılması gereken konuşulması gereken türkiye’deki hukuk sisteminin bağımsızlığı ve doğruluğuna güvenilirliği olması gerekirken hızla gelen bir yasayla olayın üstü kapatılmaya çalışılıyor.
Ne diyelimki, herşeyin bir sonu vardır ve bunlarında bir gün sonu gelecektir…
Kamuya personel alınırken yapılan güvenlik araştırmaları yeterlimi?
Yorum Yaz